Kibrit Kutusu

Üstümüzde giysilerimizle, ruhumuzda katmanlarımızla dolaşırız. İçimiz farklı, dışımız farklıdır. Bazıları fark eder bu farkı bazıları ise inkar eder.

İnkar edenler sistemin peşinde sürüklenenler, fark edenler ise tüm ezberleri bozmaya çalışanlardır.

İç dünyamızın derinliğinde başka şeyler döner. İçinden çıkarıp cesurca dile getirmeyi ise çok az insan yapar.

Bir kitap çıkaracak olsam başkası okusun diye değil kendime yazmak isterim.

Çünkü başkaları okusun diye yazdığımda cesurca yazamayabilirim.

Kimse çıplak kalmak istemez. Çok klişe olacak belki ama oysa “çıplak geldik bu dünyaya.” Nedir sakındığımız…

Hadi hayırlısı lafı dolandırıp çıplaklığa getirdim. 🙂

Dürüstçe, cesurca devam edebilecek miyim? Hafif cesur, biraz cesur, az doz cesur belki yazıya devam edebilirim.

Çıplaklık dedik. Ne kadar çırılçıplak kalabiliyoruz. Fiziksel anlamdan bahsediyorum ruhsal anlamda değil.

Ruhsal çıplaklığın pek kolay olmadığını zaten biliyoruz. Çok az insan çıkıyor bu yolculuğa.
Peki fiziksel anlamda çıplak kalabiliyor muyuz? Alelacele bir duş sonrası, belki sex sonrası!
Ne dersiniz?

Çırılçıplak dolaşıp evinde tek başınayken çıplak olarak çayını içiyor musun mesela?
5 saat hiç giyinmeden evinde tek başına dolanabiliyor musun?

Bi dene istersen.

Aynanın karşısından her gecişinde çıplak bedeninin ile karşılaştığında ne hissedeceksin? Bir bak bakalım.

Üstümüz sürekli örtülü. Aynı üzüntülerimiz, öfkelerimiz, korkularımızla örtülü olduğumuz gibi. Önce Fiziksel olarak başlayabilecek misin soyunmaya?

Ayna karşısında her uzvunu dikkatlice incele. Tıpkı kendinde ki huyları incelediğin mercek altına aldığın gibi. Önce fiziken yapabilecek misin bunu?

Erkekler çocukluktan itibaren rahatça amcalara pipisini gösterdiğinden her parçasını kabul etmeleri daha doğal oldu.

Kız çocukları için ise aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

“Ayıp, açma bacaklarını” cümleleri senin için tanıdık mı?

Saklanması gereken, tehlike içeren bir parçamız var sandık.

Adını bile kullanamadık, “vajina, vulva” diyemediğimiz için “kuku, cici, alt taraf, orası” diye bahsettik.

Vulvaya kibrit kutusu diyenini bile duydum. Aç, Kullan, kapa bir daha ki kullanıma kadar kutuya dokunma, dikkat yanıcı madde var!

Genital organımız ayrı bir kutu gibi. Hayatın içine katılmamış, mekanik bir durum var ortada sanki.

Bu benzetmeden sonra sizin için de kibrit kutusu, artık kibrit kutusu olamayacaktır 🙂

Genital bölgemize sadece işemeye yarar bir organ muamelesi yaptığımızı hatırlatmama da gerek yok değil mi?

Başka bir işe yaramıyormuş gibi, yarıyorsa da çok gizli. Hepimiz sevişiyoruz ama sevişmiyoruz gibi davranıyoruz.

Sevişme sonucunda bir mucize gerçekleşiyor bir çocuk yaratıyoruz. Tıpkı tanrı gibi değil mi?

Ama biz bu mucizeliği hiçe sayıp çocuklarımızın akıllarına genital organımızın sadece idrarla olan bağını kazıyoruz.

Sevişmek demişken az cesur olan yazımı şöyle bitiriyorum.

Gasp edilen orgazm kitabında şöyle yazar “Haz dolu bir birleşmeden kaynaklanan ruhsal kazanımlar, ruhsal yapıyı yeniler ve etkisi ikinci bir cinsel ilişkiye kadar insan da devam eder.” Ve çok az insan bunun değerini bilerek yaşar…